PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
‘Neyleyim fasl-ı bahârı onsuz çoraktır alem
Gönlüm gülle çiçeklendi, başka râyiha istemem’
Sevileni Allah’a(c.c) ısmarlamak, ‘Allah’a emanet etmek’, demek belki bir vedânın belki de vuslatın en güzel söyleniş biçimiydi. “Vedalaşırken, seni emanetleri kaybolmayan Allah’a emanet ediyorum deyin.” diye nakleder hadisinde İbni Mace. Geride kalanlar, gidenleri Allah’a ısmarlardı ya hani seven de sevdiğine kavuşsun diye, Allah’a ısmarladım ben de âşkı.
Yûsuf Peygamber (a.s.) ve Züleyhâ kıssasını bilmeyen yoktur. Züleyhâ, Hz. Yûsuf’a olan âşkıyla deli divane olmuş, yetmiş deve yükü mücevherini, malını, mülkünü sevdası uğrunda dağıtmıştır. Ölçüp biçmeden, tartmadan eline ne geçtiyse servetini harcayan Züleyhâ, Hz. Yûsuf (asm)’a kavuştuğunda ise, artık gözü onu görmez olur. Çünkü asıl Âşk’ına, Mâşuk’una, Sevgili’ye, Yaratıcı’ya olan âşkı, Hakk’ın kendisinden gayrı olan her şeyin tesirini Züleyhâ’dan kaldırmıştı. Yûsuf peygamberin âşkıyla, gençliği ve güzelliği tükenen Züleyhâ asıl güzelliği, huzuru, içten samimiyeti, merhamet ve sevgiyi Allah (c.c) ile bulmuş, mânâ ikliminde O’nunla haşrolmuş, imân zevkini tatmıştı. Allah (c.c), tam bir ihlâs ve takva ile kendisine meyleden Züleyhâ’ya gençliğini yeniden bağışlamış, ona peygamber eşi olmak gibi uğurlu bir vazifeyi layık görmüştü. Ne zaman ki, bu kıssayı okusam, âşkı, zihnimde tekrar tekrar sorgularım; âşk bir sabırdı, tevâzu ile kendinden geçmek, benliği yok etmek, sevgiliyle hemhâl olabilmekti. O’nun cismini yerde gökte, mahlukâtta aramak, ismini dilden düşürmemekti. Âşk, sevileni Sevgili’ye emanet etmek; sevgiliyi, Allah’a (c.c) ısmarlamaktı.
Kainat âşk üzere yaratılmıştı ya, âşk ile sabahlar, nura gark olur; bülbüller, şevk ile ötüşür, çiçekler filizlenir; Ay, dolunaya çalardı. “Her kim aşk ile yanıp tutuşmamışsa o, uçamayan kanatsız bir kuş gibidir.” der Hz. Mevlânâ Muhammed Celâleddin-i Rumî. Âşk bir ilimdi. Bu dünya mektebinde âşk için, âşk adına, Allah’ın (c.c) huzurunda âşk ile ders almak ve sınavı geçmek gerekirdi. Peki Züleyhâ gibi Âşk için sınavı geçebilir miydik?
Yunus Emre’nin de dediği gibi:
“Âşk ile yola çıkmak ise niyetin, belâ ile imtihan edilirsin.”
Gönül ister ki, bir de âşıklık hâllerinden de vuralım. Âşık odur ki, insanlardan uzak durur, zamanını mâşuk/sevgili ile geçirmek ister, devamlı vecd/düşünce hâli üzeredir; az konuşur, az uyur, az yer. Dili, gönlü, sevgilinin ismi ile meşguldür; bakar fakat görmez, duyar fakat işitmez. Taşlansa fark etmez, kovulsa direnmez, ağır söz işitse tartışmaya girmez. Ürkmez, korkmaz, tedirgin olmaz. Daimâ yalnızdır, bu yalnızlığında sevgiliye (Allah’a) nazar eder, onu anar, ona yalvarır, onun (huzurundan) eşiğinden ayrılmak istemez.
‘Dileğim bir dua ile vuslata ersin,
Allah ‘aşkıyla gönlün şenlensin.
Huzurda cem’ olsun, ‘aşka vurgun diller
Sevdiklerini Allah’a (c.c) ısmarla ey dost!’
Zübeyde Demir
YAZARLARIMIZ
14 Mayıs 2024DUYURU
14 Mayıs 2024YAZARLARIMIZ
14 Mayıs 2024YAZARLARIMIZ
14 Mayıs 2024YAZARLARIMIZ
14 Mayıs 2024YAZARLARIMIZ
14 Mayıs 2024DUYURU
14 Mayıs 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.