PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
BİR KLAS DURUŞ BEYEFENDİSİ (NURİ PAKDİL)
“Kalem, benim kalem.” Diyen büyük üstadın anısına rahmet ve minnetle…
Çok uzun seneler ara verdiğim yazma eylemine biraz geç de olsa sosyal medyayı kullanmaya
başlayıp o güne kadar varlığından bihaber olduğum Cahit Zarifoğlu’nu keşfedince tekrar bir bağlanma
hissiyatı duydum. Cahit Zarifoğlu’nu okudukça kelimelerin zihnimdeki dansına adeta şahit olup tekrar
kağıt ve kalemle barış ilan ettim. Peki kimdi bu Cahit Zarifoğlu? Neden zarif şairdi? Neden sözleri
beni bu denli derinden etkiliyor, yeniden yazma aşkı aşılıyordu? Bu zarif adamın dünyasını, yaşamını
biraz araştırıp irdelerken o da ne adeta dünyanın yuvarlak olduğunu keşfedercesine bir büyük üstadın,
bir direnişçinin, bir klas duruş beyefendisi, yazdıklarıyla yaşamı birebir örtüşen Nuri Pakdil’in
varlığıyla tanışıyordum.
Ve okuduğum ilk sözlerinden biri olan “İnsan durup dururken yazar olmaz, yaza yaza yazar olunur”
cümlesi hafızamda çoktan kayıt altına alınmıştı.
Kahramanmaraş Lisesi’nde yolları kesişen ve “Yedi Güzel Adam” diye bilinen şair ve yazarlardan
biri olan Nuri Pakdil yaşı itibariyle bu gruptakilere ağabeylik yapmıştır. Deneme, eleştiri, şiir ve oyun
yazarı olan Pakdil yüreğindeki bitmek tükenmez Kudüs aşkından dolayı “Kudüs Şairi” olarak
adlandırılmıştır.
1930’lu yıllardan başlayarak son yüzyıllık dönemde entelektüel İslam düşüncesi çizgisinde gelişen
düşünce ve edebiyat hayatımızın öncü isimlerinden biri olmuştur.
Bana Nuri Pakdil’i sevdiren en büyük özellik yazmanın onun için hem yüce bir tutku hem de çok ağır
bir görev olması, yazdıklarının arkasında durup, yazdıklarını hayatıyla tasdik etmesi. Daha da ötesi
yazdıkları neyse kendisi odur. Kendisi neyse sözü de odur. Yazdıkları adeta kendisinin kağıda kaleme
dökülmüş halidir. Her zaman hayatı, eylemi ve tavır sahibi olmayı öncelemiş bir yazardır. Onun için
önemle ve öncelikle savunulması gereken insanın izzeti ve yüceliğidir.
Her cümlesi hayatının, duyduklarının, hissettiklerinin adeta doğal bir uzantısı olarak yerleşir
yazılarına. Bütün yazdıkları onurlu, kimlikli, özgürce ve anlamlı bir hayat yaşamak için bir çağrı ve
direniş hattına çeker insanı. Haksızlıklara, sömürülere başkaldırıyı bayraklaştıran bir eylem ve ahlak
adamıdır. Ahlak anlayışı ve duyarlılığı Kuran’ın ahlak anlayışla birebir örtüşür.
Namaza başladığı tarihi hayatında en önemli varoluş ihtilalinin başlangıcı olarak ilan eden yazar
insanın eşya iştahı ve tutkusunu onur eksilten bir durum olarak niteler. Beden ve mekan titizliklerinin
ruhsal oluşumlara yol açacağına inanır ve hayatının her alanına uygular. Bacak bacak üstüne atarak
oturduğunu yahut tıraş olmadan yazı makinasının başına oturduğunu gören olmamıştır asla.
Çağdaş edebiyatımızın en simgeci, en üslupçu, en dilci, en sembolist yazarı olan Pakdil “yazar önce
niçin yazdığını, kalemi eline alış gayesini düşünen insandır diyerek kendisinden sonraki yazarların
omzuna sürekli sorgulanması gereken yükü yıkmıştır.
“Yüreğimin yarısı Mekke’dir, geri kalanı Medine’dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır.”
“Yürü kardeşim ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin”
Rahmetle yad ediyorum….
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.