DOLAR 19,3938 -0.05%
EURO 21,3251 0.06%
ALTIN 1.244,76-0,45
BITCOIN 568831-2,79%
İstanbul
13°

PARÇALI AZ BULUTLU

04:40

İMSAK'A KALAN SÜRE

PROJE İSMİ AMACI DURUM BAĞLANTI LİNK
100 Yazar 100 Eser Cumhuriyetimizin 100. yılına özel Tamamlandı Satın Alabilirsiniz
Kudüs Kanayan Yaramız Tamamlandı Satın Alabilirsiniz
Yarım Kalan Hikayeler Herkesin bir hikayesi vardır Eser alımı tamamlandı Eser Paylaşımı
Öğretmenim Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim Devam ediyor Eser Paylaşımı
Ortadoğu şiir yarışması 3 kişiye ödül verilecek Devam ediyor Eser Paylaşımı
Güle Revan 40 Yazar 40 Naat Eser alımı tamamlandı Satın Alabilirsiniz
Tanzimat edebiyatının realist yazarı Recaizade Mahmud Ekrem’in 177’inci doğum yılı
  • Mavikuş Medya
  • Kitap
  • Tanzimat edebiyatının realist yazarı Recaizade Mahmud Ekrem’in 177’inci doğum yılı
16 okunma

Tanzimat edebiyatının realist yazarı Recaizade Mahmud Ekrem’in 177’inci doğum yılı

ABONE OL
1 Mart 2024 15:04
Tanzimat edebiyatının realist yazarı Recaizade Mahmud Ekrem’in 177’inci doğum yılı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edebiyatımıza ilk realist romanı Araba Sevdası kitabıyla kazandıran Recaizade Mahmud Ekrem’in bugün 177i’ınci doğum yılı. Edebiyatımızdan bir usta kalem geçti.

Recaizade Mahmud Ekrem, 1 Mart 1847’de Takvimhane Nazırı Recai Efendi’nin oğlu olarak dünyaya geldiğinde ailesi ona Recaizade Mahmud adını verdi. O da bir gün oğlu olduğunda ona Ercüment Ekrem adını verecekti. Bugün Recaizade Mahmud Ekrem’in 177’inci doğum yılı…

Ünlü edebiyatçının hayatına, edebiyatına dair bazı bilgiler…

Recai Efendi, dil bilgisi konusunda oldukça bilgiliydi. Oğlunu da bu yönde eğitti. Mahmud, Süryanice ve Farsça dillerini babasından öğrenmişti. 1858 yılında ilköğrenimini tamamladı. Bu sırada özel dersler de devam ediyordu.

1858’de Mekteb-i İrfan’a kaydoldu. Başarılı bir öğrenciydi. Eğitim hayatını 1862’de başladığı Harbiye İdadisi’nde tamamlayacaktı ki, son dönemde sağlık sorunları sebebiyle yarıda bırakmak zorunda kaldı. Başarılı bir öğrencilik hayatı sürerken önüne çıkan engeller onu iş hayatına taşıdı.

Mahmud, Hariciye Nezareti Mektubi Kalemi’nde memurluğa başladı. 1874’te Tanzimat ve Nafia dairelerinde Başmuavinlik, 1877’de Danıştay üyeliği, 1880 – 1888 yılları arasında da Mekteb-i Mülkiye ve Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı.

1908’de resmi görevle Trablusgarp’a gönderildi ve II. Meşrutiyet’in ilanından sonra kurulan Kamil Paşa kabinesine Maarif Nazırı oldu. İşte bu sırada Namık Kemal ile tanıştı ve bundan sonra hep edebiyat üzerine çalışmalar yapacaktı…

1908 – 1914 tarihleri arasında da Meclis-i Âyân üyeliği yaptı.

Namık Kemal ve sonrası

Namık Kemal ile tanışmak, Mahmud Ekrem’in hayatında bir dönüm noktası olmuştu. İlk iş Encümen-i Şuara’ya katıldı. Artık o da edebiyat dünyasının bir neferiydi.

Babasından aldığı dil bilgisi eğitimini yazılarına dökmeye başlayalı çok olmuştu. Şimdi Namık Kemal’in eşliğinde yol alma vaktiydi.

İlk yazılarını Namık Kemal yönetimindeki Tasvir-i Efkar gazetesinde yayınladı. Namık Kemal’in Fransa’ya gidişinin ardından 1867’de gazetenin başına geçti.

1870’lerden sonra da, artık tamamıyla kendini yazılarına adadı. 1870’te verdiği ilk eser ise, Afife Anjelik oyunuydu. 1871’de de ilk şiir kitabı Nağme-i Seher’i yayınladı.

Özlem ve karamsarlık dolu eserler

Mahmud Ekrem’in eserleri karamsarlık yüklüydü, yüreğini yakıp kavuran özlem, cümlelerinden dökülüyordu. Hikayesi ise, en az eserleri kadar acıklıydı.

Mahmud Ekrem, tüm varlığı saydığı üç oğlunu da genç yaşta kaybetmişti. Özellikle en çok düşkün olduğu oğlu Nejad’ın ölümüne duyduğu acı, Tüm şiirlerinin ana temasını oluşturuyordu. Sonra kendini alamadı ve tüm eserleri özlem kokmaya, karalar bağlamaya başladı.

Sanat için sanat

Mahmud Ekrem, 1870’lerden sonra Batı Edebiyatı’ndan çeviriler yaptı. Hece öcüsü kullansa da daha çok aruz ölçüsünü benimseyen Mahmud Ekrem, “Sanat için sanat” görüşünü savunuyordu. Üstelik sanatta güzellik ilkesine bağlılığını da asla sonlandırmayacaktı.

Edebiyat konusunda iyiden iyiye ilerlemiş, edebi tartışmalara başlamıştı. Öyle ki, eski edebiyatı savunan Muallim Naci ve çevresiyle girdiği tartışmalar, “Edebiyat-ı Cedide” akımını doğurdu. Yeni akımları benimsemişti. Giderek ünleniyordu.

Edebiyat kuramcısı olarak ziyadesiyle yeniliklere açıktı. Özellikle gençlere yol göstericiliği ile kendini gösteren sanatçı, Servet-i Fünun Dönemi’nin oluşmasını da sağlamıştı.

Araba Sevdası

Mahmud Ekrem, yaşamının son döneminde hikaye ve roman türünü denemeye karar vermişti. İlk hikayesi “Saime”, sosyal hayatın tenkidiydi. Genel ahlaka aykırı olduğu gerekçesi ile sansürlendi. Ardından “Muhsin Bey” adını verdiği romantik aşk hikayesini yazdı. Asla karamsarlıktan uzaklaşmıyordu. Son hikaye denemesine ise, “Şemsa” adını verdi; bir anı tadında yazmıştı.

Roman yazma kararını verdiğinde ise, muhtemelen yazdığı “Araba Sevdası”nın Tür Edebiyatı’nın ilk realist romanı olacağından sizdi. Keskin bir geçişle romantizmden realizme geçişin de örneğiydi. Aynı zamanda yine bir sosyal tenkit idi. Gençlerin yanlış eğitilmesinden ve Batılı yaşama şuursuzca özenmenin sonucu olacak bir felaketten bahsediyordu.

Eğer Batı rol model alınacaksa, kesinlikle gereği kavranamamıştı ve Mahmud Ekrem bu durumu hazmedemedi. Romanda el bebek gül bebek büyütülmüş Bihruz Bey’in bu konudaki gafletini ve sonundaki hayal kırıklığını keskin bir kalemle anlatmıştı.

Araba Sevdası

Mahmud Ekrem, yaşamının son döneminde hikaye ve roman türünü denemeye karar vermişti. İlk hikayesi “Saime”, sosyal hayatın tenkidiydi. Genel ahlaka aykırı olduğu gerekçesi ile sansürlendi. Ardından “Muhsin Bey” adını verdiği romantik aşk hikayesini yazdı. Asla karamsarlıktan uzaklaşmıyordu. Son hikaye denemesine ise, “Şemsa” adını verdi; bir anı tadında yazmıştı.

Roman yazma kararını verdiğinde ise, muhtemelen yazdığı “Araba Sevdası”nın Tür Edebiyatı’nın ilk realist romanı olacağından habersizdi. Keskin bir geçişle romantizmden realizme geçişin de örneğiydi. Aynı zamanda yine bir sosyal tenkit idi. Gençlerin yanlış eğitilmesinden ve Batılı yaşama şuursuzca özenmenin sonucu olacak bir felaketten bahsediyordu.

Eğer Batı rol model alınacaksa, kesinlikle gereği kavranamamıştı ve Mahmud Ekrem bu durumu hazmedemedi. Romanda el bebek gül bebek büyütülmüş Bihruz Bey’in bu konudaki gafletini ve sonundaki hayal kırıklığını keskin bir kalemle anlatmıştı.

sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

WP Radio
WP Radio
OFFLINE LIVE