PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Dijitalleşen dünyada kazançlar da artık daha fazla dijital mecralar üzerinden elde edilmeye başladı.
Ancak kolay yollarla kazanıldığı düşünülen bu paralar, dikkat edilmezse büyük hayal kırıklıklarına da neden olabiliyor.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, özellikle gençlerde bilinçsiz kullanımının bireylerde gelecek kaygısına yol açtığına ve kolay kazanç elde etme çabasının beraberinde getirdiği risklere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gençlere “hazırcılık” telkin ediliyor
Sosyal medya platformlarında gençlere hazırcılığı ve haz odaklı çabuk kazanımlar elde etmeyi telkin eden içeriklerin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Dilci, şu ifadeleri kullandı:
Çocuklarımızın, gençlerimizin sosyal medyada tasarlanmış, üretilmiş bir takım manipülasyon aracı olarak hazırlanan içeriklere maruz kalmaları ve burada yaşamış oldukları maruziyetler çok önemli. Sosyal medyada çocuklarımıza çabuk kazanımlar elde etmeyi telkin eden içerikler mevcut. Bunlar çocuklarımızda ciddi anlamda tükenmişlik, öz yeterlilik sorunları ve gelecek kaygısı gibi birçok problemi beraberinde getirmektedir. Kendi öz varlığı ve yeteneklerinin farkına varamaması, geleceğe dönük önüne bir set koyması da, çocuklarımızda başarısızlık öyküsüne neden olabilir. Bir kere aşırı şekilde başarı vurgusu barındıran içeriklere ve temalarına maruz kalmak bireyde kaygı oluşturuyor. Çünkü bunlar hep başarmış, başarılı insanların gözükmesi ya da tanımlanmış gerçekte öyle olmasa bile bir kaygı ve baskı aracına dönüşebiliyor. Filtreleme yoluyla bazı resimlerin, görsellerin, dizi içeriklerinin veya dijital mecralardaki sunumların bugün benlik kaygısı sorunu veya fiziksel herhangi bir sorun yaşayan bireyde ciddi baskılar oluşturabilmektedir. Bu da geleceğe dönük başarı konusunda kişinin yetersizlik duygusu kazanmasına sebebiyet vermektedir.
“Kısa yoldan zengin olmak, tutkuya dönüşebiliyor”
Sosyal medyada takipçi sayıları fazla olan fenomenlerin gençlerde birer rol model haline gelmesinden ve kısa zamanda zengin olma tutkusunun bireylerin hata yapmasına zemin hazırladığına değinen Prof. Dr. Tuncay Dilci, sözlerini şöyle sürdürdü:
Özellikle dijital mecralarda gerçekçi olmayan, ücretli veya fason takipçi listeleriyle işte fenomen gibi isimler adı altında insanlar üzerinde, hem yaşantı ve örnekleme bağlamında hem de kazanç bağlamında bir kıskançlık ve rol model durumu söz konusudur. Bunlar da insanlara kısa zamanda tabii ki hata yaptırabiliyorlar. Ün, şan, şöhret, takipçi sayısı adına olabilecek, toplumsal değerlerle örtüşmeyen kazanım yolları ya da kazanç yolları şeklinde kendini gösterebilmektedir. Özellikle gerçekçi olmayan beklentiler yani kısa yoldan zengin olma bir tutkuya dönüşebiliyor. Gerçek hayatın zorlukları ve beraberinde güçlüklerle mücadele edememe, irade sorunu ve sonunu getirme konusunda gerçekçi davranamayan zorlu mücadele yeteneği olmayan gençler için bir sığınma limanı haline gelmektedir. Bu da farklı tehlikeleri getirebiliyor. Kısa sürede kazanılan şey, anında kaybedilebiliyor.
“Ayakları yere basan hedeflerimiz olmalı”
Sosyal medya platformlarında sunulan ışıltılı hayatlara ve bu doğrultuda yapılan paylaşımlara karşı hazırlıklı olunması konusunda çağrı yapan Prof. Dr. Tuncay Dilci,
Özellikle dijital mecraların sunmuş olduğu bu kolaycı, hazırcı, kısa yoldan zengin olma ve popüler, ışıltılı, parıltılı yaşam biçimi şeklinde dayatılan içeriklere karşı yapmamız gereken öncelikli şey şudur; ilk olarak gerçekçi beklentiler oluşturmak. Yani hayatta yapılabilecek karşılaşabileceğimiz her şeyin çoğu zaman en kötüsünü düşünerek kaybetme durumunda derin travmalar yaşamamak gerekir. Elbette hedeflerimiz yüksek olacak ama ayakları yere basan hedeflerimiz olacak. Afaki, ayakları yere basmayan, gerçekçi olmayan hedefler her zaman risk taşır. Bu durumda derin yıkımlar yaşamamak, derin benlik zedelenmesi yaşamamak adına bu önlemi alacağız. Eğer borsada bir iş yapmak istiyorsak onunla ilgili eğitimler almalıyız. Rastgeleliğe terk edecek lüksümüz yok
ifadelerini kullandı.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.