Orta Doğu Şiir Yarışması

  BEN ŞAİRİM DİYEMEM Ben şairim diyemem Bayım Ben şairim diyemem Cennet kokulu çocukların Bir hiç hatta hiçsizlik uğruna Toprağa verildiği dünyada Ben şairim diyemem Zulme başkaldıran cümleler dolaşmayacaksa damarlarımda. Yaslı aileler, yetim kalan çocuklar için Sakatlar, gaziler, şehitler için Yanmıyorsa içim alev alev Yas ilan etmiyorsa sol yanım Sonu gelmez çıkar savaşlarında Ben şairim diyemem Bayım Ben şairim diyemem Keserim dostluğu, keserim muhabbeti Küserim kaleme kağıda. Bir taş alıp atamayacaksam zalime Tüküremeyeceksem utanma bilmez yüzüne Yazıklar olsun sözüme Yazıklar olsun ellerime, Mahcup olurum, bükülür boynum Ben şairim diyemem Bayım Ben şairim diyemem Hükmüm geçmez gayri kelimeye cümleye. Gazze’nin gözü yaşlı ana babalarına Kudüs’e, Filistin’e tüm Ortadoğu’ya Selamım olamayacaksa şiirim Lâl olur dilim Ben şairim diyemem Bayım Ben şairim diyemem Ağır olur hesabım Hakk katında. ............................................................................................................................... UYANIŞA ÇAĞRI Kyamet arefesinde denk geldik asra.. Ateşten gömlek giymiş Gazze Şam Basra.. Küsmüş müminlere İsm-i Âzam'da esre.. Medet diyen kulları görmezden gelenler için.. Arama cenneti boşuna karada akta.. Günahın görmek için aynaya bak ta.. Amman Yemen Ürdün Irak'ta .. Kâfirin zulmüne sessiz kalanlar için.. Müminler heba olmuş gençlik hep viran.. Başlarda örtü var gönüller Niran.. Şiânın zulmünden kavrulurken İran... Ehli sünnet görünüp susanlar için.. Ne denecek mizanda yaşadığımız dine.. Binbir umutla bekler Münevver şehir Medine. Uyan artık gafletten gelip kendine.. Gazze'de kurşuna dizilen bebekler ........................................................................................................................ ORTA DOĞU Yurtlarından sürgün mazlum müminler, Ve zamanın nabzında solmuş umutlar, Bombalarla uyanan ürkek bakışların, Feryadıyla titredi gökyüzünde yıldızlar. Kıyameti kopartacak mazlumların bu hali. Bir asırdır gözyaşıyla sulandı bu topraklar. Körükledikçe körüklüyor zulmün ateşini. Dışarıdan kâfirler, içerden münafıklar... Ey gönül çoğrafyam, nebilerin otağı, Kerbeladan beridir bitmedi kan ve gözyaşı. Ayrılık düştü kaplere, koptu kardeşlik bağı. Ne zalime dur diyen var, ne yetimin sırdaşı. Er meydanında ne yiğit kaldı, ne de gayret. Silindi birer birer hepsi tarih sahnesinden. Nerede cengaverler nerde o şanlı heybet? Sancağı kim omuzlar el aksa cephesinden? Ey şehitliğe Can atan çocuk, üzülme! Cesaretin ecdadının destanından iz taşır. Sana müjdelenen fetihler de yakındır. İhlâslı tekbirlerin tüm cihanı dolaşır.